Çağımızda KANSER’i bilmeyen ve yakınında yada uzağında yaşamayan insan kalmadı maalesef, gelin görün ki bu illet tam içinde olmadan anlaşılamıyor. Elbette kimsenin amansız bir hastalığa yakalanmasını dilediğim anlamına gelmiyor bu serzenişim. Hep konuşulur ONKOLOJİ KORİDORLARI, lakin bir annenin o koridorlarda ne yaşadığını evladı KANSER olmuş bir anne kadar kimse bilemez ve anlayamaz. Orası öyle bir yerdir ki; her kültürden ,her dinden, her yöreden kadının ortak nokta bulduğu ve acıyı paylaştığı bir yerdir orası.
Tarzı tavrı ne olursa olsun ,ortak acıları evlatlarıdır o annelerin. Sessizdir ONKOLOİ ANNELERİ, korkaktırlar, uyumazlar. Neden biliyor musunuz? Evladının nefesini dinler, bir gün daha yaşasın diye dualar eder, her saat başı gelen hemşirenin gözüne bakar korkarak. Gece 12 de gelen Doktorlar iyi şeyler söylesin diye umut eder. Umut kalmadı dendiğinde bir gün daha yaşasın diye dua eder, Tanrı’ya, inançları ayakta tutar onları, başka tutunacak dal yoktur çünkü.
Bekler ONKOLOJİ anneleri, hep bekler, kocası gelsin diye bekler, temiz kıyafetler gelsin diye bekler, evden biri yemek getirsin diye bekler ,tahlil sonuçlarını bekler, kan bulacak birilerini bekler ve en acısı yoğun bakımdaki evladını, günde beş dakika görebilmek için beklerde bekler.
İyileşen çocuklarımız olmuyor mu? elbette oluyor ama iyiyi zaten biliyorsunuz, kötüyü anlatıyorum size, Bilin diye anlatıyorum, evde yaramazlık yapan evladınızın kıymetini bilin diye anlatıyorum, çocuğunu besleyecek yemek bulamayan annenin acısını paylaşın diye anlatıyorum. Yatağınıza sere serpe uzanıp derin bir uyku çekmenin ne demek olduğunu bilin diye anlatıyorum. Yıllarca mücadele edip evladını toprağa veren anneyi anlayın diye anlatıyorum. Böyle anlattığım için kızmayın bana ,yüzlerce annenin feryadını anlatıyorum sizlere, çünkü ben bir ONKOLOJİ ANNESİYİM.
Bizim ağzımızdan dua eksik olmaz tüm anneler gibi, bu dualardan biri de KANSER ÇOCUĞUMDAN UZAK DUR du,acının ve yaşadığımın henüz farkına varamamıştım ki bir sabah gün ağarırken ,ettiğimiz bu duanın tüm çocuklara umut olması için kolları sıvayıp, aynı isimle derneğimizi kurma kararı aldık.
Rabbim yardım etti ve kurulduk, ben meleğimi cennete uğurlamıştım ama rabbim bana yüzlerce çocuğa umut olabilmeyi nasip etmişti, bundan sonra tüm hayatım çocuklara ufacık bir destek için canla başla çalışmak için devam edecekti, öyle karar almıştım ve o kararla da devam ediyorum, her anım, her günüm, her düşüncem onların hayata tutunabilmelerine vesile olmaya çalışarak geçiyor.
Evet biz Kocaeli’nde kurulduk, çünkü kendimi oraya borçlu hissettim ve öyle güzel kucak açtı ki Kocaeli bize, yapılan maddi ve ayni yardımların dışında KOÜ Eğitim Araştırma Hastanesi ÇOCUK HEMATOLOJİ VE ONKOLOJİ BÖLÜMÜNÜ yeniledik, bu sebeple ,üç yılımızı geçirdiğimiz o servise meleğimin adı verildi, ÇINAR ÇOCUK HEMETOLOJİ VE ONKOLOJİ SERVİSİ oldu. Böyle bir hediye ile oğlumun isminin yaşamasına vesile olan, bir anne olarak hayran olduğum ve minnettar olduğum Çocuk Onkoloji Bölüm BAŞKANIMIZ Prof.Dr. Funda Çorapcıoğlu’na ve Değerli Hocamız ,Başhekim Prof .Dr. NUH Zafer Cantürk’e yürekten teşekkürlerimizi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Bu çaresizlik sadece KOCAELİ ile sınırlı değil maalesef, on çocuktan birinin KANSER olduğu ülkemizde her bireyin sorumluluğu olduğunu düşünüyorum ,en yakınlarımın da bize destek olması gerektiğini hatırlatmak istiyorum, en yakınımdan kastım ,gelin olarak geldiğim ve evladımı kaybettiğim Sapanca’dan bahsediyorum. Şimdiye kadar belki varlığımızdan haberdar olamadınız, yada biz sizlere ulaşmadık, lakin şimdi KAÇOD ‘u anlatacak bir fırsat bulduk. SAKARYA halkını bu mücadelemize destek olmalarını rica ediyoruz. Gelin sizlerin de iyiliği ulaştırmanıza vesile olalım. Bir çocuğun gülüşü,bir annenin umudu olalım.
Sesimizi duyurmamız için bize desteğini esirgemeyen SN. Tolga Tamer ve TİME KOCAELİ ‘ ye teşekkür ediyorum. Böylesine önemli bir sosyal sorumluluğu bizlerle paylaştıkları için de tebrik ediyorum.
BURCU TEMİZKAN